Plastiksiz Sakız Mümkün! Siz Hala Plastik mi Çiğniyorsunuz?

Her gün çiğnenen sakızların içeriği hakkında ne kadar bilgi sahibiyiz? Birçoğumuz için şok edici bir gerçek olabilir; ancak geleneksel sakızların önemli bir bileşeni, onlarca yıldır plastik olmuştur. Tüketicilerin büyük bir çoğunluğunun bu durumdan habersiz olduğu belirtilirken, sakızlarda plastik kullanımı fikri son zamanlarda büyük bir tepkiyle karşılaşıyor. Bu sayede plastiksiz sakız sektörü değişime öncülük ediyor.

Gizli Gerçek: Sakız ve Plastik İlişkisi

Yapılan araştırmalara göre, tüketicilerin büyük bir oranı geleneksel sakızların temelinde plastik olduğunu bilmiyor. Bu farkındalığı artırmayı hedefleyen Milliways, True Gum, Nuud ve Chewsy gibi markalar, plastiksiz sakız hareketine öncülük ediyor. Bu durum, günlük yaşamımızın vazgeçilmezlerinden biri olan sakızın içeriğini yeniden sorgulamamıza neden oluyor.

Bilim İnsanları Endişeli: Mikroplastik Salınımı ve Çevresel Tehdit

Sakızlardaki plastiğin insan sağlığı ve çevre üzerindeki olası etkileri, bilim insanları tarafından mercek altına alındı. Belfast’taki Biyolojik Bilimler Fakültesi’nden Dr. Udit Pant’ın araştırmaları, sakız çiğneme eyleminin mikroplastik ve nanoplastik salınımına yol açtığını ortaya koyuyor. Bu, sadece sağlık açısından değil, aynı zamanda çevresel açıdan da ciddi endişeleri beraberinde getiriyor.

Dr. Pant, atılan sakız kalıntılarının doğada 5 yıldan başlayıp, çevresel koşullara bağlı olarak 1.000 yıla kadar dayanabildiğini vurguluyor. Bu kalıntılar, toprağa ve suya mikroplastik salarak ekosistemler için büyük bir risk oluşturuyor. İngiliz Hükümeti de bu gelişmeler ışığında sakızlarda plastik kullanımına dair yasal düzenlemeleri gözden geçirmeyi planlıyor. Hükümet sözcüsü, ticari sakızların büyük çoğunluğunun içeriğinde “sakız bazı” adı altında gizlenmiş sentetik polimerler barındırdığını ve tek bir sakız parçasının insan vücuduna 250.000’den fazla mikroplastik parçacık salabileceğini belirtiyor.

Türk Gıda Kodeksi Sakız Tebliği Ne Diyor?

Türkiye’de de Sakız Tebliği, ürün tanımında “sakız mayası”nı “gıdaya uygun elastomer, reçine, vinil polimer, parafin, mikrokristalize vaks, bitkisel yağ ve izin verilen katkı maddeleri ile tekniğine uygun olarak hazırlanan ürünleri” olarak tanımlıyor. Bu tanım, plastik bazlı polimerlerin sakız mayası içerisinde yer alabildiğini gösteriyor.

Plastiksiz Sakızlar Yükselişte: Doğal ve Sürdürülebilir Çözümler

Neyse ki, şekerleme üreticileri için doğal ve plastiksiz alternatifler mevcut. Genel olarak, plastiksiz sakızlar sentetik ve plastik bazlı içerikler yerine sadece bitki bazlı bileşenler kullanılarak üretiliyor. Örneğin, ağaç özünden elde edilen doğal sakız bazları, %100 plastiksiz, bitki bazlı ve biyolojik olarak parçalanabilir özelliktedir. Ancak bu ürünlerin geliştirme süreci kolay değil; tat, doku ve uzun ömürlülük gibi tüketici beklentilerini karşılamak için uzun Ar-Ge çalışmaları gerekiyor.

Sakız Helal mi?

Sakızlardaki plastik sorunun yanısıra Müslüman tüketiciler sakızın helal olup olmadığını da merak ediyorlar. Üretim aşamalarını ve kullanılan katkı maddelerini bilmediğimiz için peşin hüküm vermek doğru olmaz. Fakat içeriklerine baktığımızda en çok karşılaştığımız şüpheli katkı maddelerini şu şekilde sıralayalım:

  • Yağ Asitlerinin mono ve digliseritleri (E471): Bu katkı maddesi gıdalara emülgatör olarak katılır. Hayvansal ve bitkisel kaynaklı olabilir. Bitkisel olduğu belirtilmediği müddetçe hayvansal olma şüphesi barındırır.
  • Gliserol (E422): Gliserol gıdalarda nemlendirici olarak kullanılır. Hayvansal ve bitkisel kaynaklı olabilir. Bu yüzden şüphelidir.
  • Aroma Verici: Aroma vericiler doğal ya da yapay olabilir. Kaynağı ne olursa olsun gıdalarda kullanımında kritik bir sorun vardır; çözücüler. Aroma vericiler gıdalarda kullanılırken önce çözülme işlemine tabi tutulur. Genellikle alkol tercih edilir. Çünkü aroma vericiler ekseriyete alkolde iyi çözünür. Su ile çözünenler de mevcut fakat bu yine sorun teşkil eder. Çünkü saflaştırma işleminde yine alkol kullanımı yaygındır.

Plastiksiz Sakız Pazarında Büyük Büyüme

Plastiksiz sakız pazarı, küresel çapta önemli bir büyüme kaydediyor. Mevcut değeri 132 milyon dolar olan bu pazarın, 2031 yılına kadar neredeyse iki katına çıkarak 242 milyon dolara ulaşması bekleniyor. Bu %9’luk yıllık bileşik büyüme oranı, genel sakız pazarının yanında küçük görünse de, plastiksiz ürünlerin potansiyelini açıkça ortaya koyuyor. Dr. Udit Pant, akasya sakızı gibi doğal bazlardan üretilen plastiksiz sakızların, sentetik alternatiflere göre daha güvenli ve sürdürülebilir seçenekler sunduğunu belirtiyor.

Tüketicilerin artan farkındalığı ve sürdürülebilir ürün talebiyle birlikte, plastiksiz sakızlar gelecekte market raflarında daha sık göreceğimiz bir ürün haline gelmeye aday. Sağlığımız ve gezegenimiz için daha bilinçli seçimler yapma zamanı gelmiş olabilir.

Bunları da beğenebilirsin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir